İĞNE BATMASI, İŞ KAZASI MI?

*/ ?>
İĞNE BATMASI, İŞ KAZASI MI?

İĞNE BATMASI, İŞ KAZASI MI?

Hasta ve Sağlık Çalışanı Güvenliği Platformu, sağlık çalışanlarının maruz kaldığı kesici-delici alet yaralanmaları hakkında güncel veriler elde etmek amacıyla bir anket çalışması gerçekleştirdi.

1050 sağlık çalışanının katıldığı anket çalışmasının sonuçları, Ankara’da gerçekleştirilen basın toplantısında, Platformu destekleyen derneklerden Türk İç Hastalıkları Uzmanlık Derneği (TİHUD) ve Türk Hastane İnfeksiyonları ve Kontrolü Derneği’ni (HİDER) temsilen Platform Yöneticisi Prof. Dr. Serhat Ünal, Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti’ni (TMC) temsilen T.C. Sağlık Bakanlığı Türkiye Halk Sağlığı Kurumu Mikrobiyoloji Referans Laboratuvarları Başkanı Prof. Dr. Selçuk Kılıç, yine Türk Mikrobiyoloji Cemiyeti’ni temsilen Prof. Dr. Arzu Sayıner ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanlık Derneği’ni (KLİMUD) temsilen Dr. Neşe Göl’ün katılımıyla basın mensupları ile paylaşıldı.
Acil Tıp Derneği, Acil Hemşireleri Derneği, Türk Biyokimya Derneği, Türk Yoğun Bakım Hemşireleri Derneği, Araştırmacı Tıp Teknolojileri Üreticileri Derneği gibi dernekler tarafından da desteklenen Hasta ve Sağlık Çalışanı Güvenliği Platformu’nun anket çalışması Türkiye’deki sağlık çalışanlarının maruz kaldığı kesici-delici alet yaralanması rakamlarına ışık tutacak bir ön çalışma niteliğinde.

Anketin sonuçlarına göre; sağlık çalışanlarının%54’ü çalışma hayatı boyunca mesleki uygulamalar sırasında en az 1 kez yaralanmaya maruz kalıyor. Sağlık çalışanlarının ve hastaların güvenliğini ciddi bir şekilde etkileyebilecek bu yaralanmaların ise sadece%20’sinin tamamı bildiriliyor.

Yine anket sonuçlarına göre; yüzde 61’lik bir çoğunlukla yaralanmaya en çok maruz kalan meslek grubu hemşireler olurken; en sık yaralanma nedeninin ise%42 ile enjektor ignesi batması olduğu sonucu ortaya çıktı. Doktorların kesici-delici alet yaralanmalarına maruz kalma sıklığı ise yüzde 53. Anket; yaralanmaların bildirim sıklıklarına ve yaralanma sonrası test ve profilaksi (%20) sıklıklarına bakıldığında daha fazla eğitim, farkındalık ve raporlamaya ihtiyaç duyulduğunu gösteriyor. Ayrıca yine anket çıktılarından çıkan sonuçlara göre; eğitimler tek başına yaralanmayı azaltmaya, tedbirlerin alınmasına ve raporlamaya etki etmiyor.

Son olarak anket; sağlık çalışanlarının büyük bir bölümünün yaralanmaları ciddi oranlarda önleyebilecek güvenlik donanımlı tıbbi cihazlardan haberdar olsa da 10 çalışandan yalnızca 3’ünün bu cihazları kullanma imkânına sahip olduğunu ortaya koyuyor.
Haziran 2015’te gerçekleşen, sağlık çalışanı sağlığı ve güvenliğine ilişkin ulusal rehber çalışmalarına katkı sağlamak hedefiyle ilgili dernek, kamu kuruluşları ve Dünya Sağlık Örgütü temsilcilerinin de katıldığı “Enjeksiyon Güvenliği Çalıştayı”nı düzenlendi. Bu çalıştayın ardından hazırlanan anket çalışması ise, sağlık çalışanları arasında bir görüş yoklaması yaparak ülkemizdeki kesici-delici alet yaralanması rakamlarına ışık tutacak bir ön çalışma olarak planlandı.

Platformun konuyla ilgili akademi, devlet ve sanayideki profesyonelleri birleştirmek amacıyla yola çıktığını anlatan Prof. Dr. Serhat Ünal, yapılan çalışmanın sağlık çalışanlarının problemi olan güvenli enjeksiyon ile ilgili ulusal bir anket olduğunun altını çizdi. Anketin en çarpıcı sonuçlarının tüm sağlık çalışanlarının risk altında olması ve her iki sağlık çalışanından birinin yaralanması olduğuna dikkat çeken Ünal, konuyla ilgili yönetmelik çalışmalarının devam ettiğini belirtti.

Platform’un düzenlediği, Türkiye Halk Sağlığı Kurumu (THSK) ve Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilciği’nin de katıldığı Enjeksiyon Güvenliği Çalıştayı sırasında hazırlanan çalışmaların THSK Çalışan Sağlığı Daire Başkanlığı tarafından incelendiğine dikkat çeken Platform Yöneticisi Ünal, ABD ve Avrupa’daki gibi Türkiye’de de güvenlik donanımlı cihazların kullanımının yaralanmaların önüne geçmedeki öneminden bahsetti.

Prof. Dr. Arzu Sayıner ise konunun yasal kısmının çok önemli olduğuna dikkat çekerek gerekli önlemlerin alınması için belirli maliyetlerin altına girilmesi gerektiğini, bunun da ancak kanuni altyapının düzenlenmesi ile olacağını söyledi.

Prof. Dr. Selçuk Kılıç da Türk Halk Sağlığı Kurumu’nun son üç yıldır ilgili mevzuatlar üzerinde çalıştığını, kurum olarak bu alanda ilerlemek adına derneklerle çalışmaya çok önem verdiklerini belirtti. Bu anketin farklı branşları ve farklı hastaneleri kapsaması sebebiyle ulusal veri oluşturabilmek adına anlamlı bir adım olduğunu sözlerine ekledi.

Son olarak; KLİMUD temsilcisi Dr. Neşe Göl, dernek olarak Platform’un parçası olmaktan memnun olduklarını ve Platform’un çalışmalarına destek olmaya devam edeceklerini söyledi.

Yorum Yap

Email adresiniz paylaşılmacakyır. * Zorunlu alanlar