Çalışma hayatı içerişimde kazalar, çeşitli hastalıklar, işsizlik gibi pek çok risk yer almaktadır. Bunlar arasında iş kazaları ve meslek problemlerinin ayrı yeri bulunmaktadır. Teknik gelişmelerin hızlanması, makineleşme, sanayileşmenin yanında kimyasal madde kullanımlarının da bir takım rahatsızlıkları beraberinde getirmiştir. Özellikle madenlerde, sanayi işletmelerinde, yapı işlerinde ve hemen hemen çalışılan her alanda meydana gelebilecek kazaların yaratmış olduğu tehlikelerin insanlığı ne şekilde tehdit eder duruma geldiği herkes tarafından anlaşılmıştır. Bu ortam içerisinde, bu tehlikelerle bilinçli şekilde mücadele edilmesi gereği ortaya çıkmıştır.
İşçi sağlığı ve iş güvenliğinin tam olarak ortaya çıkması sanayileşme olgusu ile yakından ilgisi bulunmaktadır. Bu yüzden, ülkemizde işçi sağlığı ve iş güvenliğini inceleme sırasında sanayileşme olgusunu öncelikle ele alınması gerekmektedir. Osmanlı İmparatorluğu’nda ilk sanayileşme uygulamaları 19. yüzyılda Avrupa’nın etkisi ile beraber başlamış ve bu yüzyılın ikinci yarısında da işçi sayısının yükselmesine bağlı şekilde işçi sağlığı ve iş güvenliği sorunları ortaya çıkmıştır.
Günümüzde sanayileşmiş ve sanayileşmeye devam eden ülkelerde çalışanların sayısındaki hızlı artış arkasında çalışanların bir takım sağlık ve iş güvenliği sorununu da getirmektedir.
İş Kazası ve Meslek Hastalığının Sebepleri
İş kazalarının sebeplerini “insana bağlı nedenler” ya da “fizik ve mekanik çevre durumlarına bağlı nedenler” olmak üzere iki grupta inceleyebiliriz. Bu iki grup içinde insanlara bağlı olabilecek iş kazalarının %80- 90 oranlarında nedenini teşkil ettiği de kabul ediliyor. Meslek problemleri, iş kazalarına göre üretim süreci içerisinde çok daha geniş bir işçi topluluklarının sağlığını tehdit etmesinden dolayı işçi sağlığı ve iş güvenlik durumunun sorununun bir bakıma en önemli boyutunu oluşturabilir.
Alınacak Önlemler
İş kazaları ve meslek problemleri ekonomik ve sosyal bir problem olarak bulunması sebebiyle toplumun büyük bir kısmı bu konuda doğrudan veya dolaylı şekilde sorumluluk alabilmektedir. Fakat sorunun çözümü konusunda devlet, işveren, işçiler ya da sendikalar en etkili gruplar olarak karşımıza çıkabilmektedir.
İşçi sağlığı ve iş güvenliği alanlarında devletin rolü genel olarak çok gözlemci, aydınlatıcı ve teşvik edici nitelikte yer almaktadır. Devletin bu konulara katkıları ise zaman içinde değişik aşamalardan geçmektedir. Başlangıç olarak zorlayıcı nitelik taşıyabilen devlet müdahalesi, sonraları teşvik edici, yol gösterici ya da dayanışma rolü ağırlık kazanarak devreye girmektedir. Devletin işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında asıl etkinliği bu konudaki mevzuatı hazırlamak ve denetim gerçekleştirmektir. Bunun yanında bu konu bir devlet politikası şeklinde benimsenir ve bu anlamda bağımsız uzman kuruluşlar oluşturulmaktadır. İş kazalarının önlenmesi sırasında işletmelerin konuya yaklaşımları da son derece önemli olmaktadır. İşletmelerin insancıl sebeplerle ya da ekonomik nedenlerle işçi sağlığı ve iş güvenliği alanında harcama yapmaları bir tür yatırım olarak yer alır. İşletmeler konusunda iş kazaları ve meslek hastalıklarından korunabilmenin en doğru yolu işyerinde, iş güvenliği ilkelerine uygun düzeni oluşturmaktır.
Yorum Yap